Page 13 - yarıyıl tatili
P. 13

1.1. PANDEMİ DÖNEMİNDE AİLE VE ÇOCUK


                   Dünya genelini etkileyen pandemi süreci ile okullarda eğitime ara verilmek zorunda kalınmıştır.
           Bu süreçte öğrencilerimiz hazırlanan “canlı ders programlarına” bağlı olarak derslerini işlemekte, öğre-
           tim faaliyetlerini  MEB Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden sürdürmektedir. Ancak uzaktan eğitim faali-
           yetlerinde öğrenciler ev ortamından derse katılmakta, bu durumda okulun bazı işlevleri gerçekleştirile-
           memektedir. Öğrencilerin gelişimleri hakkında bilgiler öğretmenler tarafından gözlemlenememektedir.
           Bu sebeple öğrenci velililerimizin sürece katkılarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmakta-
           dır. Öğrencilerimizin sürekli ev ortamında olmalarının bireysel çalışma saatlerinde azalmaya, digital
           araçların kullanımında artışa yol açtığı gözlemlenmektedir. Öğrencilerimiz tarafından digital araçların
           olumlu yönde kullanımına yönelik bir ihtiyaç ortaya çıkmaktadır. Ayrıca öz-değerlendirmelerinde ger-
           çeklikten uzaklaşma ve planlılık konusunda nitelik kaybı gözlemlenen diğer problemlerdir.

                   Uygun koşulların sağlanmasıyla çocuklarımızın öğrenme başarısı yükseltilebilir. Çoğu kişinin
           başarı düzeyi, potansiyel kapasitesinin altında olabilir. Çocuklarımız, düşük olan başarı düzeylerini
           nasıl yükselteceklerini bilmediklerinden ve bu durumu alınyazısı olarak kabul etmelerinden dolayı ka-
           pasitelerinin o andaki başarı düzeyleri kadar olduğuna inanmaktadırlar. Verim düşüklüğünün en önem-
           li sebeplerinden biri psikolojik etmenlerdir. İstek, azim ve çalışma metodu yüksek çalışma verimine
           ulaşmak için gerekli üç zihinsel esastır. Öğrenirken zihni harekete geçirmenin sırrı, onu kurcalayacak
           kadar belirsizlik taşıyan, fakat yine de onun biraz çabayla kavrayabileceği içerikler sunmakta saklıdır.

                   G.  K.  Chesterton’ın,  “İlginç  olmayan  konu  diye  bir  şey  yoktur;  yalnızca  ilgilenmeyen  insan
           vardır.” sözü yeni öğrenilecek bir içerik ile hafızadaki bilgi yapısı arasında bağlantı kurulabilirse her
           konunun ilginç olabileceğine işaret eder (Özakpınar, 2016). Başarı düzeyini yükseltmek üç önemli
           etkene bağlıdır. Bunlar istek/azim, irade ve akıldır. Öğrenme isteği ve çalışma azmi olmazsa öğrenme
           can sıkıcı olacaktır. O zaman da öğrenilecek konu üzerinde dikkati yeterince toplamak zorlaşacaktır.
           Bir konuya istek duyulunca doğal olarak iradeyle bağlantı kurulur. İrade ile bağlantıyı sağlayan duygu
           ise azim olarak adlandırılır. Alan Bennet’nin “Eğer hiçbir şey yapmıyorsam, hiçbir şey yapmamamın
           bir amacı olmalıdır. Boş vaktin anlamı, hiçbir şey yapmayarak daha sonra çalışmayı sürdürebilmektir.”
           sözleri çalışmayan bir kişinin gerçek anlamda boş vaktinin de olamayacağını, sadece her zamanki gibi
           vakti olacağının ifadesidir (Özakpınar, 2016). Zihnin işleyiş sistemini bilen birisi, olumlu ve olumsuz et-
           kilerin farkına varır ve zihnini amaca uygun yönlendirebilir. Öğrenme, birikimli bir süreçtir. Her adımda
           kazanılan bilgilerin sonraki adımlardaki bilgilerle birleşerek hafızada tutulmasıyla öğrenme gerçekleşir.
           Öğrenme ve hafızada tutma süreci bünyesinde, analiz, yorum, karşılaştırma, var sayma, sonuç çıkar-
           ma ve hüküm verme gibi işlemler barındırır. Bu işlemlere topluca düşünme de denebilir. Yani öğrenme
           (bilme) bir hâkim olma sanatıdır (Özakpınar, 2016). Bundan dolayı öğrencilerimizin öğrenmeye ilişkin
           motivasyonları evde yüksek tutulmalıdır.

                   İnsanlığın sahip olduğu birikimlerin büyük bir bölümü kitaplardadır. Kitaplardaki bu bilgilere
           bireyler ancak “okuma” yoluyla ulaşabilir ve bunlardan istifade edebilirler (Arıcı, 2018). İnsanın hayatı
           ve diğer insanları anlamada en sık başvurduğu yöntemlerden biri dinleme ise diğeri de okumadır. Za-
           ten temel dil becerileri ifade edilirken dinleme ve okuma anlama becerisi olarak anlatılır. İnsanın dış
           dünyaya dair bilgileri bu kanallardan edinmesi, dinleme ve okumayı önemli hale getirmektedir.  Oku-
           manın amacı anlamak olduğundan hızlı okumadan çok verimli okumak esastır. Verimli okuma en az
           zamanda en iyi anlamayı sağlayacak biçimde okumanın amacıyla
           hız arasındaki dengeyi kurmaktır (Özakpınar, 2016). Verilen metin-
           den anlam çıkarılmıyorsa okuma gerçekleşmiş sayılmaz. İki üç defa
           okudum  fakat  anlamadım,  diyen  birisi  zihnini  gerektiği  gibi  etkin-
           leştirmeden okumuştur. Yüzeysel okumayla okunanların anlamının
           zihne gelmesi beklenilmemeli, pasif tutumdan çıkılmalıdır. Okuma
           sürecinde aktif olunmalı, zihinde sürece dâhil edilmelidir. Temel dil
           becerilerinden olan okuma, deneyimle kazanılır. Deneyim, zihinsel
           beceriyi geliştireceği gibi kendine güven duygusunu da geliştirir.
                                                                                                          13
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18